Tapınakçılar için tek çare Abdülhamid Hanın saltanatının sona erdirilmesidir (15)




İMPARATORLUĞUN SONU: ABDULHAMİD HANIN HAL’İ
Masonluğun da kurucusu olan Tapınak şövalyelerinin en büyük hedefi Kudüs’ü Müslümanların elinden yeniden almaktır. Bu da Yahudilerin Filistin topraklarına yerleştirilmesiyle mümkün olabilecek bir durumdur. Sultan Abdülhamid ise bir yandan Yıldız Hafiye Teşkilatı ile masonlar üzerinde baskı kurarken, diğer yandan Yahudilerin Filistin’e yerleşmesini bir fermanla yasaklamıştır.
Bu nedenle Tapınakçılar için tek çare Abdülhamid Hanın saltanatının sona erdirilmesidir.

Bu amacı gerçekleştirmek için Jön Türkler adıyla İttihat ve Terakki Cemiyeti kurulur. Zamanımızda da uygulandığı üzere her örgüt için bir de karşı örgüt kurulması gerekmiş ve Hürriyet ve İtilaf Fırkası kurulmuştur. Her iki cemiyette de bol miktarda mason bulunmaktadır. Ancak mason Damat Ferit Paşa başkanlığında kurulan Hürriyet ve İtilaf Fırkası fazlaca varlık gösterememiştir.
İttihat ve Terakki Cemiyeti ise öncelikle Sultan Abdülhamid Hanı tahttan indirmiş, sonrasında Osmanlı hükümetlerinin oluşturulmasında görev almış, Filistin’e Yahudilerin yerleşmesi yasağını kaldırmış, daha sonra Osmanlı Devletini Birinci Cihan Harbine sokarak, Osmanlı topraklarının parçalanmasına sebep olmuştur.
Hareket Ordusu İstanbul’a girerken.
Bir çoğu Selanik Yahudisiydi.

İttihat Terakki Cemiyeti, 1889 yılında Aluş Ağa başkanlığında İshak Sükûti, İbrahim Temo, Abdullah Cevdet, Çerkez Mehmet Reşit, Hüseyinzade Ali, Konyalı Hikmet Emin, Cevdet Osman, Kerim Sebati, Mekkeli Sabri, Selanikli Nazım, Şerafettin Mağmumi, Asaf Derviş, Ali Rüşdi ve Giritli Şefik tarafından kurulur. Tanzimat Devri masonlarının kurduğu Genç Osmanlılar Cemiyetinin devamıdır.
Örgütlenme şekli olarak İtalyan Carbonari Mason Teşkilatı’nın örnek alınması ve hücreler halinde yapılanması, her üyeye bir sıra numarası verilmesi kararlaştırıldı. Kuruluş amacı olarak Meşrutiyet yönetiminin kurulması ve İkinci Abdülhamid’in tahttan indirilmesi hususu benimsendi.
Kurucuların hepsi de ilginç kişiliklerdir. Örneğin, Necip Fazıl Kısakürek’in “Allah Düşmanı Cevdet = Aduvvullah Cevdet) adını taktığı Abdullah Cevdet, Türk ırkının saflaştırılması için Macaristan’dan damızlık erkek getirilmesini teklif etmiş, bir yandan Kürt Teali Cemiyetinin, bir yandan da İngiliz Muhipleri Cemiyetinin kurucuları arasında yer almıştır.

İttihat Terakki cemiyeti mensuplarının bir kısmı İngiltere (Manastır kolu), diğer kısmı ise Almanya (Selanik kolu) sevdalısıdır. Birinci Cihan Harbine de bu kargaşa içinde Almanya saflarında girilmiş, İngiliz taraftarı paşalar ise savaşın kaybedilmesinde büyük rol oynamıştır.

1908 yılı Temmuz’unda İttihat Terakki Cemiyeti denetiminde İkinci Meşrutiyet ilan edilir.
Nihayet 13 Nisan 1909 tarihi gelir. İttihat Terakkinin Manastır kolu ünlü 31 Mart isyanını tertipler. “Şeriat isterük” naralarıyla Meclisi Mebusanı kuşatan topluluğun başında İngiliz Gizli Servisi ajanı olan Derviş Vahdeti vardır. İslam kisvesi altında halkı ayaklandırır. Ne hikmetse İslam’ı savunduklarını söyleyen grubun ilk yaptığı iş, başta İngiltere elçiliği olmak üzere tüm hristiyan ülke elçiliklerini koruma altına almaktır.

Bu arada hükümet istifa eder ve İngilizlerin desteklediği bir hükümet kurulur. Ancak ayaklanma sırasında halk tarafından birçok ittihatçı da öldürülür.
Sonrasında küçük bazı direnmeler dışında isyan bastırılır ve Abdülhamit Han yeniden duruma hâkim olur.
Bunun üzerine İttihat Terakkinin Selanik kolu, iplerin ellerinden kaçtığını görüp kurtarıcı rolünde harekete geçer. 1909 yılında Selanik’te Hüseyin Hüsnü Paşa komutasında Hareket Ordusu kurulur. Mustafa Kemal ise ordunun kurmay başkanıdır. Orduya bu adı da Mustafa Kemal koymuştur. Hareket Ordusunun padişaha ve elçiliklere karşı okunacak bildirisini kaleme alan da Mustafa Kemal’dir.
Ancak ne hikmetse ordu İstanbul kapılarına ulaştığında İttihat Terakki tarafından ordunun başına Mahmut Şevket Paşa, kurmay başkanlığına da Berlin'den adeta koşarak gelen Kurmay Binbaşı Enver getirilmiş, Mustafa Kemal perde arkasına çekilmiştir. Şöyle de düşünülebilir: Hüseyin Hüsnü Paşa ve Mustafa Kemal’in gayesi padişahı tahttan indirmek değildi, bu nedenle geri plana itildiler.

Hareket Ordusu, mason localarının ve İttihat Terakki Cemiyetinin oluşturduğu gönüllülük esasına dayalı bir topluluktur. İttihat Terakki üyesi subaylar, Jön Türkler, Bulgar komitacıları, Rumlar, Selanikli Yahudiler, Sabetayistler, Makedonlar da orduya katılmıştır.

Sultan Abdülhamit, “Müslüman kanı dökülmesin” diye Hassa Alayını harekete geçirmez. Hareket Ordusu İstanbul’a girer ve 27 Nisan 1909’da Abdülhamit tahttan indirilir.
Ne hazindir ki Abdülhamid Hanın padişahlıktan azli fetvasını kaleme alan, Cumhuriyet devrinde Mustafa Kemal’in emriyle Kur’an Tefsiri yazan Muhammet Hamdi Yazır’dır.
İttihat Terakki tarafından Sultan Abdülhamid Hana hal’ edildiğini bildirmek üzere gönderilen heyette bulunanlar, Arif Hikmet Paşa (Boşnak), Aram Efendi (Ermeni), Esat Toptani (Arnavut) ve Emanuel Carasso (Yahudi)’dur. Jön Türkler, oluşturdukları heyete bir tane bile Türk bulamamışlardır.
Böylelikle, Ermeni isyanını bastıran ve Kudüs’ü Yahudilere yurt olarak vermeyen Sultandan intikam alınıyordu.
Üstelik hal’in tebliği, Yahudiliğin simgesi olan 7 Kollu Şamdan resmi bulunan özel bir odada yapılıyordu.