Yaklaşık 4 bin yıllık bir geçmişe sahip olan zemzem Suyunun Tarihi ve kuyusunun Video Görüntüleri


Yer Altının Değişik Katmalarında 440 Metre ve  Daha Derinlerinde  Akan Zem Zem Suyu ve Kuyusu Görüntüleri

İbn Abbas’ın rivâyet ettiği bir hadis-i şerifte, Allah Resûlü şöyle buyurmuştur: “Yeryüzünün en hayırlı suyu Zemzem-dir. Çünkü onda tadın tadı (açlığı doyuran özelliği), hastanın şifası vardır.
Zemzem Arapça bir kelime olup “alçak sesle konuşmak” demektir. Aslında atların çıkardığı alçak sese zemzem denir. Herhangi bir şeyi muhafaza etmek için de kullanılır. Zemzem kuyusu, Mescid-i Harâm içinde Kâbe’nin Hacer-i Esved taşının bulunduğu köşesinden on dört buçuk metre uzakta, yer altında bir odada bulunuyor. Zemzem suyu 3 ayrı kaynaktan beslenmektedir, 3′ü birleşince Zemzem olmaktadır. Sadece 173 cm. derinliğindeki bir kuyuda bulunan Zemzem suyuna dışarıdan herhangi bir kaçak giriş v.s yoktur. Binlerce yıldan beri çöl sıcaklarında kavrulan insanlara su sağlayan bu kuyu hiçbir zaman kurumamıştır. Genelde kuyu sularında yosun vb. parazitler ortaya çıkar. Bu ise suyun tadının bozulmasına ve kokuşmaya sebep olur. Oysa zemzem suyunda bu tür biyolojik hadiseler yaşanmaz. Dahası, şehirlerin içme suları klorlanır ama, zemzem suyu herhangi bir kimyasal işlemden geçirilmez.

DÜNYADAKİ EN SAĞLIKLI SULARDAN BİRİ 
Yıllardır Zemzem suyu üzerinde Batılı ve Müslüman bilim adamlarının yaptıkları araştırmalar sonucu ulaşılan neticelerden başlıcaları şunlar Avrupa’da laboratuarlarda yapılan araştırmaya göre Zemzem suyu diğer sulara göre çok daha az kükürt taşımaktadır. Yine aynı araştırmaya göre diğer sulara göre çok daha besleyicidir ve çok daha fazla mineral barındırmaktadır. Kaynağı henüz bulunamamıştır. Nereden geldiği şu anki teknolojiye göre bile bilinemiyor. Yakınlarında hiçbir kuyu yok ve denize de 80 km uzaklıkta. Bu şartlarda suyunu denizden veya başka bir kuyudan alması imkansız. Nasıl oluyor da yıllardır suyu bitmiyor, bunu kimse bilmiyor. Açlığını gidermek için içen kişinin açlığını, susuzluğunu gidermek için içenin susuzluğunu giderir. Sadece 1,5 metre derinliğindeki ufacık bir kuyudan çıkan su, hac mevsimi boyunca milyonlarca hacının tüm su ihtiyacını karşılamaktadır ve hiçbir zaman ne azalma ne de kuruma göstermemektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nun raporlarına göre Dünya’daki en içilebilir ve sağlıklı sulardan biri. Amerika’da yapılan test sonuçlarına göre Dünya’da içinde mikroorganizma ve bakteri bulundurmayan tek su zemzem suyu. Yani zemzem mikrobik hastalıklara karşı etkili olan florürleri barındırıyor. Bir başka özelliği ise kalsiyum ve magnezyum tuzlarının oranının yüksekliği idi. Bu ise yorgun insanların yüzlerine sürdükleri zaman neden ferahladıklarını izah ediyordu. Bir başka araştırmada Zemzem suyunun mayalama özelliğinin de bulunduğu ortaya çıktı. Alman kimyacılar, Zemzem’in normal bir su ile karıştırıldığında baskın gelip bütününü Zemzem özelliğine çevirdiğini belirtiyorlar.

Zemzem Duası: «Allahümme innî es’elüke ilmen nâfian ve rızkan vâsian ve şifâen min kulli dâin» (Allâh’ım! Senden faydalı ilim, bol rızk ve her türlü dert için şifâ niyaz ediyorum.)
Zemzemin tarihçesi kısaca şöyledir:

Hz. İbrahim (a.s.), Cenab-ı Hakkın emri üzerine hanımı Hacer validemizi ve henüz süt emmekte olan oğlu Hz. İsmail’i bugünkü Zemzem kuyusunun bulunduğu yere bıraktı. O tarihte Mekke’de hiçbir insan yaşamıyordu. İçecek su da yoktu. Hz. İbrahim, hanımı ve oğlu için biraz hurma ve bir miktar da su bırakarak oradan ayrıldı. Yiyecek ve içeceğin bulunmadığı bu ıssız yerde kalmak Hz. Hacer’e çok zor geldi. Ancak, kendilerini oraya bırakmasını Hz. İbrahim’e Cenab-ı Hak emrettiğine göre düşünmek yersizdi. Çünkü rızkı veren Allah elbette kendilerinin durumunu da görüyordu. Bir müddet sonra Hz. İbrahim’in bıraktığı su bitti. Hz. İsmail ağlamaya, su istemeye başladı. Annesi ne yapacağını şaşırdı. Süt yok ki emzirsin, su yok ki içirsin. Hz. İsmail’in ağlamalarına daha fazla dayanamadı. Safa Tepesine çıktı. Birini görebilmek ümidiyle sağa sola baktı. Kimseyi göremeyince de Safa ile Merve arasında koşmaya başladı. Yedinci defa Merve’ye çıktığında bir ses işitti. Zemzem Kuyusunun yanında Hz. Cebrail’i gördü. Cebrail (a.s.) yeri kazıyordu. Nihayet su göründü. Hz. Hacer buna çok sevindi. Suyun aktığını görünce, “Dur, dur” manasında “Zem zem” dedi ve su akmasın diye önünü kesti, havuz gibi yaptı. Bir taraftan da testisini dolduruyordu. Suyu aldıkça yerinde kaynıyordu. Testisi dolduktan sonra sudan içti ve Hz. İsmail’i emzirmeye başladı. Bu arada Cebrail (a.s.), Hacer’e hitaben:

“Sakın, ‘Helak oluruz, zarara uğrarız’ diye korkmayın. İşte şurası Beytullah’ın (Kabe’nin) yeridir. O beyti şu çocukla babası yapacaktır. Muhakkak ki, Cenab-ı Hak o işin ehlini zayi etmez” dedi.(1)
İşte, Zemzem Kuyusunun ortaya çıkması bu şekilde oldu. Hz. Hacer suyun önünü kesmeseydi ve onu kendi halinde bıraksaydı, bu su bir ırmak olacaktı. Peygamberimiz (s.a.v) bir hadislerinde bu hakikati şöyle beyan buyurur:

“Allah, İsmail’in annesi Hacer’e rahmet etsin. O, Zemzem’i kendi haline bıraksaydı veya avuçlamasaydı; muhakkak Zemzem akar, bir ırmak olurdu.” (2)
Zemzem, çok mübarek ve gıdalı bir sudur. Hz. Hacer ve Hz. İsmail, uzun müddet yemek yemeden bu suyla idare ettiler. Bir hadiste Peygamber Efendimiz Zemzem’in bu hususiyetine işaret etmiştir.(3)
Bir diğer hadiste de “Zemzem ne niyetle içilirse ona şifa olacağı” buyurulmuştur.(4)
1. Buharı, Bedü’l-Halk: 29.
3. Fethü’r-Rabbani, 23:248.


ZEMZEM suyu ve özellikleri

İbrahim (A.S), Allah’ın emri üzerine, bu günkü Zemzem kuyusunun bulunduğu yere hanımı Hacer ve oğlu İsmail’i bırakır ve gider. Biraz su ile bir miktar da hurma vermiştir. Bir müddet sonra su bitince, bebek( İsmail A.S), ağlamaya ve bağırmaya başlayınca, annesi telaş içinde çevrede su aramaya başlar. Koşuşturma sırasında Sefa’ya varıp çevreyi araştırdıktan sonra, su bulamayınca tekrar bebeğin yanına, onu gördükten sonra tekrar Sefa tepesine koşuşturup durur. Yedi defa gidip geldikten sonra, bir bakar ki, çocuğun yanında küçük bir kaynaktan su çıkmaktadır. Hemen Zem Zem (Dur, dur) diyerek, suyun akıp gitmemesi için, topraktan set yaparak havuz haline getirir. Hemen testisini suyla doldurmaya başlayınca, aldığı suyun yerine tekrar topraktan su kaynadığını görür. Hem içer, hemde çocuğuna içirir. Zemzem, bu şekilde meydana gelmiş olur.

Zemzem suyunun çıktığı yer
Hz Muhammed (s.a.v), bir hadislerinde bu konuyla ilgili olarak
şöyle demiştir: Allah, İsmail’in annesi Hacer’e rahmet etsin.
O, Zemzem’i kendi haline bıraksaydı ve ya avuçlamasaydı, muhakkak
Zemzem akar, ırmak olurdu.

İslâmi inanışa göre Zemzem:
– Allah’ın İbrahim (A.S)’e ikramıdır.
– Cennet Sularındandır
– Yer yüzünün en hayırlı suyudur
– Yer yüzündeki en kutsal topraktan çıkmaktadır
– Aç ve susuzları doyurur
– Bedene kuvvet verir
– Hastalıklara şifadır
– Ondan içmek günahlara kefarettir
– İçilmesi, ikram edilmesi sünnettir
– Tüketilmekle bitmez

Çölün ortasında, suyun çok kıt ve olanların da kalitesiz olduğu
bir bölgede, tüketilmekle bitmeyen böyle sağlıklı bir suyun bulunması
İslâm çevrelerinin dışında da merak konusu olmuş ve araştırmalar
yapılmış, yapılmaya devam edilmektedir. Bazı araştırma sonuçları
şöyledir:
– Dünya sağlık örgütü (WHO)raporlarına göre; dünyanın en sağlıklı sularındandır.
– Avrupalı bilim adamlarının yaptığı labaratuar çalışmalarında;
diğer sulara göre daha az kükürt içermekte, besleyici mineraller
bakımından ise çok daha zengin olduğunu görmüşlerdir.
– Kalsiyum ve magnezyum oranları yüksektir.
– Amerika’da yapılan test sonuçlarına göre; içinde mikroorganizma ve bakteri bulunmayan tek sudur.
– Türkiye Gazetesi’nden Hayrettin Turan’a yaptığı çalışma sonuçlarını açıklayan Dr Pfeiffer; Zemzem’in mayalama özelliğinin olduğunu, bir bardak Zemzem’in bir kova normal suyu temizlediğini,

bir damla Zemzem’in bin damla suya karıştırıldığında, hepsinin Zemzem’e dönüştüğünü söylemiştir.
Yine, su konusundaki çalışmaları ile tanınan Dr Masura Emot, Hayrettin Turan’a; Suyun moleküler (kristal) düzenin, değişen frekanslara göre farklılaştığını, Zemzem kristallerinin çan sesinde karardığını, Ezan sesinde ise parlaklaştığını deneylerinde tespit ettiğini açıklamıştır.

Dünyanın her yerinde içilen tek su
Yaklaşık 4 bin yıllık bir geçmişe sahip olan zemzem kuyusunun suyu dünyanın dört bir tarafına ulaşan tek su kaynağı olma özelliğini korur. Şimdi, zemzem kuyusu modern bir kent görüntüsünde olan Mekke’de, Kâbe’nin Hacer-ül Esved taşının bulunduğu köşeden on dört buçuk metre uzakta, yer altında bir odada bulunuyor. Hac farizasını yapmak için Kâbe’yi ziyarete gelen Müslümanlar sebebiyle kuyudan her yıl bir milyon metreküp su çekiliyor.

Bilim adamlarını hayrete düşürüyor
Buraya kadar olanlar dinî termonolojide zemzem kuyusu ve suyu, hakkında anlatılanlar.
Peki kutsal sayılan zemzem kuyusu ve suyunun özellikleri ne?
Bilim zemzem suyu ve kuyusu için ne diyor?
Zemzem kuyusu hakkında bilimsel araştırmalar yapması için 35 yıl önce bir enstitü kuruldu. Bu süre zarfında kuyunun ve suyun özelliklerini araştıran enstitü, Müslüman olmayan bilim adamları tarafından yönetilmiş. Ama Mescid-i Harâm’a Müslümanların girmesi yasak olduğu için görmedikleri kuyudan gelen suya yabancılar su hakkında polemik üretmişler.
Son iki yıldır dünyanın sayılı yeraltı suları uzmanlarından birisi olan Prof. Dr. Zekai Şen, Zemzem Araştırmaları ve Geliştirmeleri Enstitüsü’nün yöneticiliğini yapıyor.
Şen, 500 kişilik bir ekiple, ilk tarihinden bu güne zemzem kuyusu ve suyunun kalitesi ve özelliklerini araştırıyor. Enstitüdeki görevine Kur’an’a el basıp, stratejik bilgileri ve araştırmaların detaylarını anlatmamak üzerine yemin ederek başlayan Şen, “İmanlı bir insandım. Zemzem kuyusu hakkında araştırmalar yaptıkça imanım daha da arttı. Zira bilimin açıklayamadığı çok fazla şey var. Bilimin açıklayamadığı noktada iman devreye giriyor.” diyor.

Zemzem kuyusunu özellikleri
Dünyanın en kurak bölgelerinden birisi olan Arap Yarımadası’nın da en kurak vadisinde bu kalitede ve bollukta bir suyun 1,5 metre çapındaki bir kuyudan çıkmasının mucizevi bir olay olduğunu dile getiren Şen, zaman zaman içindeki mineral oranları değişse ve debisi kısmen azalsa da zemzem kuyusunun yüzyıllardır su vermeye devam ettiğini söylüyor.
Çok büyük motorlarla hac dönemlerinde yılda bir milyon metreküpten fazla su çekilmesine rağmen suyun bitmediğine ve çok fazla azalmadığına dikkat çeken Şen, zemzem kuyusunun kaynağı hakkında bilgi toplamaya çalıştıklarını anlatıyor.
Üç ana hattan zemzem kuyusuna su geldiğini tahmin ettiklerini; ama tam olarak kaynağının neresi olduğunu bilemediklerini açıklayan Şen, suyun kaynağı hakkında yaptıkları araştırmada yüksekliği iki bin metreyi bulan Taif’e kadar gittiklerini, bu dağın her gün yağmur aldığını ve kuyunun kaynaklarından birisinin burası olabileceğini tahmin ettiklerini söylüyor.
Dünyada çok az sayıda bilim adamının yeraltı suları hakkında Şen kadar bilgisi ve birikimi var. Şen aynı zamanda Türk Su Vakfı’nın da başkanlığını yapıyor, su ve yeraltı suları hakkında uluslararası birliklerin yönetim kadrosunda bulunuyor. Bunun yanında dünyada bulunan yeraltı kuyularını inceleme yetkisine sahip çok az bilim adamından birisi. Bu kadar yetkin bir birikime sahip olan Şen, zemzem kuyusunun şeklinin kendisini çok şaşırttığını belirtiyor. Hiçbir kuyuda böyle bir şekille karşılaşmadığını, kabaca huniye benzeyen Zemzem kuyusunun bu şeklinin bile bir hikmeti olduğunu anlatıyor. Çünkü bu şekli suyun debisini düzenliyor. Artık büyük bir metropol olan Mekke’deki kanalizasyon ve su şebekesinin zemzem kuyusunu etkilememesi için devletin özel tedbirler aldığına değinen Şen, kuyunun 25-50 yıl sonrasına dair tahminler yapıldığını ve şimdiden buna göre planlar hazırlandığını aktarıyor.

Zemzem binlerce yıllık bir mucize
1,5 metre genişliğinde olan Zemzem kuyusundan binlerce yıldır milyonlarca metreküp su çekiliyor, kaynağının ise hala tam olarak bilinmemesi mucize olarak değerlendiriliyor.
Zemzem kuyusunun yakınlarında irili ufaklı (birisinin adı Davut) birçok kuyu var. Ama bölgenin jeolojik yapısı gereği bu sular ya çok aşırı mineralli ya da tuzlu. Hiçbiri zemzem kadar mineral oranı dengeli ve kaliteli değil. Prof. Dr. Zekai Şen’e göre bu kuyular birbirine bu kadar yakın olmasına rağmen, hiçbirinin zemzemin normal değerlerine yaklaşamamasının bile bir mucize.
Zemzem suyunun son yıllarda artan hacı sayısı sebebiyle bitme tehlikesi geçirdiğine dair söylentiler çıkmasına ise Şen, “Uzun süreyi kapsayan bilimsel öngörülerimize göre bitme ihtimali yok. Tabiri caizse kuyu derya gibi. Daha kaynağını bile tam bilmiyoruz; ama çok iyi miktarda su gelmeye devam ediyor. Ne kadar çekiyorsak kuyu o kadar su veriyor.” diyor.