![]() |
Kudüs St Mary Hastanesi Şövalyeleri |
Birbirine paralel faaliyet gösteren iki şövalye tarikatı, zaman zaman birbiriyle çatışmaya girse de, Müslümanlara karşı birlikte savaşmış, yüzyıllara yayılan zaman içinde birbiriyle iç içe girmiş ve sonuçta bütünleşmiştir. Müslümanlarla savaşırken temel ilkeleri şuydu: Tapınak Şövalyeleri, flamaları dalgalandığı müddetçe bu flama altında savaşıyor, flama düşerse Hospitalye flaması altında savaşa devam ediyordu. Aynı husus Hospitalye Şövalyeleri için de geçerliydi.
Her iki tarikatın sembolü aynıydı: Sekiz köşeli haç. Aradaki fark, Tapınakçıların haçının kırmızı, Hospitalye haçının beyaz olmasıydı.
He iki tarikat mensupları da yalnızca Papa’ya karşı sorumlu kılınmıştı. Krallara karşı bile dokunulmazlıkları bulunuyordu. En ağır suçları bile işleseler, devletler ve bu devletlerin kralları tarafından tutuklanamazlar, yargılanamazlardı.
Kudüs’ün Selahattin Eyyubi tarafından yeniden fethinden sonra her iki tarikat şövalyeleri de Akka’ya (bugün İsrail sınırları içinde Akdeniz kıyı kenti, Acre) yerleşirler. Antakya’da (Hatay’da) da ikinci üs olarak faaliyet gösterirler.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhzOcw6EZgxWHdbQduw5sdIly64HXTo16F98RaxLvtPHUsMTlhw2UYN5EuCJXKnHvAkoMaBEOnyEX4jSqxFyiE45zSjn3j04AQDJGPoGPPLzCQusY2ZfNmVCDABWr7mx3EXI7DW3pZN7Tg/s320/IlVEVb_LI.jpg)
1291 yılında Akka’nın da Müslümanlar tarafından fethedilmesi üzerine her iki tarikat şövalyeleri Kıbrıs’a yerleşir ve burayı üs edinirler. Ancak Hospitalye Şövalyelerinin güçlenmesi ölçüsünde Tapınak şövalyeleri kan kaybetmeye başlar.Tapınak Şövalyelerinin gözden düşmesinin en önemli sebebi ilginçtir: Tapınakçılar, Moğol Kralı Gazan Mahmut Han ve Ermenistan kralı Hetoum’la anlaşırlar. Moğol ve Ermenistan birleşik ordusu, Memluklular hâkimiyetindeki Kudüs ve Filistin’e saldıracak, Tapınakçı Şövalyeleri de bunlara katılacak, zafer sonrasında Kudüs yönetimi yeniden Tapınak Şövalyelerine verilecektir. Ancak 1301 yılında Moğol-Ermeni güçleri Filistin’e ulaştığında Tapınak Şövalyeleri çoktan Kıbrıs’a geri dönmüş ve plan suya düşmüştür. Bu durum, Tapınakçılar için sonun başlangıcı olur.
Hospitalye Şövalyeleri ise bu arada atağa geçmiş ve 1309 yılında Rodos’u işgal etmiş ve merkezini Rodos’a taşımıştır. Bundan sonra Hospitalye (Hastane) Şövalyeleri, RODOS ŞÖVALYELERİ adını alacaktır.
![]() |
Hospitalye Şövalyeleri |
Bu arada Papa tarafından iki tarikatın birleşmesi gündeme getirilir. Çünkü aynı amaca hizmet eden iki şövalye tarikatı vardır, iki Büyük Üstat söz konusu olunca da amaca hizmette problemler oluşmaktadır. Dünya bile iki Büyük Üstat için dar gelirken, Kudüs, ardından Akka ve ardından Kıbrıs gibi alanlar iki Büyük Üstada daha da dar gelmektedir.
Üstelik Kıbrıs kralı ile Fransa kralı da Tapınak Şövalyeleriyle ilgili olarak Papa’ya şikâyet dilekçeleri göndermektedir. Kıbrıs kralı egemenlik hakkının ihlal edildiğini düşünmekte, Fransa kralı ise Tapınak Şövalyelerinin malvarlığına el koymayı hedeflemektedir.
Tapınak şövalyelerinin bilinen son Büyük Üstadı Jacques de Molay, 1307 yılında Papaya Hospitalye şövalyeleriyle birleşme teklifini kabul ettiğini bildirirse de geç kalır. Fransa kralı Tapınakçıların tutuklanmasında ve malvarlığına el konulmasında kararlıdır.
Tapınakçıların Büyük Üstadı Jacques de Molay, bu kargaşa arasında Avrupa krallarını ziyaret etmekte ve tarikatı sağlama almaya çalışmaktadır. Özellikle İngiltere’yi ve Londra’yı ziyaret eder, İngiltere kralı Birinci Edward ile görüşür. Zira Tapınakçıların bankacılık ve diğer faaliyetleri yönünden Avrupa’daki en önemli iki merkezden biri Paris, ikincisi ise Londra’dır. Tapınakçıların önemli bir bölümü de İskoçya, İrlanda ve İngiltere’de yaşamaktadır.
Başta İngiltere kralı olmak üzere birçok Avrupa krallığının karşı çıkmasına rağmen, Papa Clemens’e baskı yaparak Tapınakçıların aforoz edilmesini sağlayan kral Altıncı Filip, Büyük Üstat Molay dâhil, ele geçirebildiği tüm Tapınak şövalyelerini tutukladı. Tapınakçılar sapkınlık
, homoseksüellik, küfür ve İsa’yı inkâr etme suçlarından yargılandılar ve 1314 yılında yakılarak öldürüldüler. Durumu günler öncesinden anlayan Tapınakçılar ise Paris Tapınağındaki tüm malvarlığını da alarak kendilerini koruyacak olan başta İngiltere ve İskoçya olmak üzere, Papa’nın elinin uzanamayacağı çeşitli Avrupa ülkelerine yerleştiler.
Papa’nın emriyle Tapınak şövalyelerine ait şatolar, çiftlikler, banka olarak kullanılan tapınak evleri ve kaçırılamayan paralar, Hospitalye Şövalyelerine devredildi. Dolayısıyla Fransa kralı Tapınakçıların malvarlığına el koyma amacına ulaşamadı.
Büyük Üstat yakılırken, Papa’yı ve Fransa kralını lanetlediği, yılsonuna kadar her ikisinin de öleceğini söylediği rivayet edilir (KABALA etkisi mi?). Kaçabilen şövalyeler de intikam yemini ederler. Gerçekten de aynı yıl Papa ölür (?), Fransa kralı da öldürülür.
Masonlar, Tapınakçıların büyük üstadı Jacques de Molay anısına, 30. Derece masonluğa "Siyah ve Beyaz Kartal Şövalyesi (Knight of the Black and White Eagle)" adını vermişlerdir. Bu durum aynı zamanda Jacques de Molay’ın 30. Derecede mason olduğunu göstermektedir.